DAMLA PROJESİ GÖNÜLLÜLERİ VALİ KALDIRIM'I ZİYARET ETTİLER

Gençlik Hizmetleri ve Spor Bakanlığı tarafından yürütülen Damla Projesi kapsamında ilimize gelen öğrenciler Vali Çetin Oktay Kaldırım'ı ziyaret ettiler.

Gençlik Hizmetleri ve Spor Bakanlığı tarafından yürütülen Damla Projesi kapsamında ilimize gelen öğrenciler Vali Çetin Oktay Kaldırım'ı ziyaret ettiler.

Damla Projesi kapsamında 20 ilden Elazığ’a gelen gönüllü öğrenciler ve proje ekibi Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Sedat Acar ile birlikte Vali Kaldırım’ı ziyaret ederek proje hakkında değerlendirmede bulundular.

Proje hakkında bilgi veren Gençlik Hizmetleri ve Spor Müdürü Sedat Acar projenin temel amacının gençlerin farklı yerlerde ve farklı bölgelerdeki yüreklere dokunmaları ve ülkemizin güzelliklerini görmeleri olduğunu belirterek, ülkenin farklı illerinden gelen gençleri Elazığ’da ağırlamaktan ve Elazığ’ı tanıtmaktan dolayı mutlu olduklarını sözlerine ekledi.

Elazığ’ın farklı ve duruşu olan, kimliği olan bir şehir olduğunu kaydeden Vali Kaldırım ise Elazığ insanını yansıtan sekiz köşe şapkanın özellikleriyle ülke insanının bütün vasıflarını yansıttığını, dolayısıyla Elazığ’ın önemli bir il olduğunu söyledi.

Vali Kaldırım konuşmasında şu ifadelere yer verdi, “Anadolu’nun bu güzel, güzide şehrinin insanlarına gakkoş diyorlar. Elazığ nitelikli insanlarıyla temayüz etmiş bir şehirdir. Farklı bir duruşu ve kimliği olan, bölgesinde ve Türkiye’de algısı çok farklı olan bir şehirdir. Bu müstesna şehre hoş geldiniz. Elazığ, gakkoluğu ve sekiz köşe şapkasıyla anılır. Sekiz köşenin her bir köşesi farklı özellikleri temsil eder. Bunlar mert olmak, yiğit olmak, çalışkan olmak, dürüst olmak, vatansever ve milliyetçi ve muhafazakâr olmak, misafirperver olmak, alçak gönüllü mütevazı olmaktır. Bu sekiz özellik Elazığ’ı ve Türkiye’yi temsil eden özelliklerdir. Bunlar Anadolu insanını çok iyi tanımlayan, kimliğini, yapısını gerçek değerlerini yansıtan çok önemli değerlerdir. Dolayısıyla Elazığ bu açıdan çok müstesna, özel ve bölgesinde de fark oluşturan bir şehirdir.

Burada 20 ilden çok değerli öğrencilerimiz var. Bizim ülke olarak en büyük değerimiz gençlerimizdir. Gelecek vadeden önem verdiğimiz gençlerimiz kaliteli, dünyaya açık, değer yüklü, manevi değerlerle teçhiz edilerek yetişmesi gerçekten önemlidir. Biz dünyada hedefleri olan bir ülkeyiz, dolayısıyla dünya insanlığı için de bu konu fevkalade önemlidir. Bu saydığım değerlerle yetişmeleri bizim için, ülkemiz için ülkemizin geleceği için, hedeflerimiz ve dünya insanlığı için gerçekten önemlidir.

Dünyada iddialı bir ülke olmak ve 2023’te dünya ekonomileri arasında önce ilk ona sonra da ilk beşe daha sonrada zirveye çıkmak için hedefleri ve iddiası olan farklı stratejileri olan bir ülkeyiz. Bunu sağlayacak çok şükür insan yapımız da, kapasitemiz de, kaynağımız da var. Yeter ki biz bu insan kaynağını çok iyi değerlendirelim, yetiştirelim ve bunu insanlığın hizmetine sunalım.

Bu tür etkileşim programları, iller arası değişim, öğrenciler arası üniversiteler arası, gençler arası değişimler, etkileşimler, iş birlikleri gerçekten önemlidir. İçişleri Bakanlığımız da Anadolu’nun bütünleşmesi noktasında çok güzel bir proje hazırladı, 50.000 genci doğudan alıp batıya taşıyacak. Elazığ’dan da biz 2 bin gencimizi Manisa’ya göndereceğiz. Özellikle Elazığ dışına hiç çıkmamış gençlerden seçip göndereceğiz. Damla Projesi de güzel bir proje, bütünleşme açısından, toplumun kaynaşması açısından birlikteliğimiz, bütünlüğümüz, farklı illeri farklı dokuları yapıları farklı geleneği olan yerleri görüp tanımak o insanlarla kaynaşma açısından ve özellikle ülkemizin yaşadığı terör sorunundan dolayı doğunun batıyla bütünleşmesi kaynaşması açısında gerçekten önemsediğimiz bir projedir.

Bu proje için Gençlik ve Spor Bakanlığımıza da gerçekten teşekkür ediyoruz, çok güzel projeler yapıyorlar. Gençlik kampları ile gençlere yönelik güzel dokunuşlar gerçekleştiriyorlar. Bu projelerle üniversite ve lise çağında bulunan gençlerimizi alıp farklı illerimizde kamplar gezilerle kaynaştırıyorlar.

Ülkemiz gerçekten kritik bir eşikten geçiyor. Kalkınmasına, biraz daha ileriye gitmesine ve dünyada sorumluluk üstlenmesine karşı bir direnç var. Ülkemizin ve milletimizin bir Malazgirt’te bir Çanakkale’de başardığı gibi bu dönemi başarıyla atlatırsak aynı o dönemler gibi bizi hayırla yad edeceklerdir. Eğer yerine getiremezsek bunun gerçekten vebali çok büyük olacaktır. İnşallah sorumluluğu yerine getiririz ve gelecek nesillere de çok büyük güzel hedefleri olan bir ülke bırakmış oluruz.

Dünya bugün bizden bunu bekliyor. Arıkan’da yaşananlar, Filistin’de yaşananlar, İslam coğrafyasında yaşananlar ve diğer ülkelerde yaşananlar… Sadece bizim dinimizden olanlar değil veya milletimize ait olanlardan, gönül coğrafyamıza ait olanlardan değil birçok ülke de bu yaşanıyor. Şimdiye kadar kalkınmış, gelişmiş ülkeler bu konulara duyarsız kaldılar. Dünyanın yeni bir sese, soluğa yeni bir kalkınma anlayışına ihtiyacı var. Bunu batı ortaya koyamıyor, gelişmiş ülkeler ortaya koyamıyor... Dünyada görüyoruz Arakan gibi çok hassas insanlığın ve değerlerin ayaklar altına alındığı konularda bile duyarsız kalabiliyorlar, ötekileştiriyorlar.

Dolayısıyla bizim ülke olarak son yıllarda ortaya koyduğumuz bu kalkınma hamlesi, insani kalkınma hamlesi, insanı merkezde alan, özne olarak insanı kabul eden, engin tarihimizden müthiş bakiyemiz olan geleneklerimiz, göreneklerimiz ve dinimizden gelen bir anlayışı yansıtıp, insanı merkeze alarak, insanı önceleyerek, insan mutluysa kalkınmışlığında bir değeri olduğunu bilerek, insana dokunarak, insanın hem maddi hem manevi hayat standartını yükselterek, bir kalkınma modeli ortaya koyuyoruz.

Bizim ana sermayemiz insan, dünyaya sunabileceğimiz en büyük sermayemiz insan ve gençlerimiz. Biz gençlerimizi ne kadar donatıp, yetiştirebilirsek bir Singapur modeli, bir Güney Kore modelini, gelişmiş ülkeleri aşar geçeriz.

Benim sizden tek isteğim çok okumanız. Şemsettin Sami şunu der; ‘Bizim geleceğe karşı üç sorumluluğumuz vardır. Okumak, okumak ve yine okumaktır.’ Kaliteli kitaplar okuyalım, kaliteli kaynaklardan beslenelim. Hem dinimizi iyi öğrenelim hem de milli, manevi değerlerimizi, geleneklerimizi, göreneklerimizi çok iyi öğrenelim. Dünyaya açık olalım ve dünya ya açık olmaktan korkmayalım”.

Konuşmasında Elazığ’ın ve Harput’un kültürel ve tarihi zenginliklerine de değinen Vali Kaldırım, “İnşallah Harput’tu hem restorasyonla hem de içine üfleyeceğimiz ruhla, tarihten gelen misyonla dünya vitrinine çıkaracağız. Diyanet Eğitim Merkezi için uluslararası bir külliye projemiz var. İnşallah orası uluslararası alana, tüm dünya ya din adamı yetiştiren bir merkez haline gelecektir” dedi.

Programın ardından proje gönüllüleri tarafından Vali Kaldırım’a bir plaket takdim edildi.